Türk projeler serisi-2

Muhabbit
8 min readJul 11, 2019

--

Markette bulunmaz hint kumaşından daha nadir olan türk projelerini teker teker ele alalım. Hem tanıtımlarına fayda olsun. Hem de motivasyonlarını anlayalım diye böyle bir seriye başlama kararı aldım. Umarım marketteki çok nadir olan yerli kimselerin yönettiği bu projelere bir nebzede olsa faydamız dokunur.

İkinci konuk Krypted’ in CEO’su Altuğ Öztürk.

Merhaba Altuğ! biraz kendinizden bahseder misiniz ? Blockchainle ilginiz ne zaman başladı ?

Öncelikle bu girişimin için seni tebrik etmek istiyorum hocam, dediğin gibi çok sınırlı sayıda olan girişimlerin kendilerini duyurmaya ihtiyacı kesinlikle var.

Blockchain’e olan ilgim tabii ki Bitcoin’i tanıdığım sıralarda başladı. 2016 yılının sonlarına doğru “Bitcoin bir ponzi mi yoksa arkasında gerçek bir teknoloji var mı ? “ diye araştırırken blokzincirinin ne olduğunu öğrenmeye başladım. Türkçe kaynak pek olmadığı için de Youtube’da öğrendiklerimi insanlara aktarmaya başlayarak kendimi pekiştirmeye başladım.
Master yaptığım sırada derslerimin bir çoğunda blokzincirinin kullanım alanlarını araştırıp, entegre edebilir miyim sorularını düşünürken; kendimi bir anda bu yeni teknolojinin girdabında buldum. Bir kaç farklı dersimin dönem sonu makalelerinde hep blokzincirini örnek alıp kullandım, hatta master tezimi ‘blokziniciri teknolojisinin futbol’a katabileceği değer’ üzerine yazdım. Tabi o sırada KryptEd ile çalışmalara başladığım için tezimin savunmasını hiç bir zaman yapamadım ama şuanda Malta’da büyük bir şirket, düşüncelerime çok benzer bir ürün yapıyor. =)

KryptEd nasıl doğdu ? Arkasındaki motivasyon ve itici güç nedir ? Felsefesinden bahseder misiniz ?

KryptEd’ı Norveç’in Molde şehrindeyken 1 Fransız ve 2 Belaruslu arkadaşla uzun günler çalışarak başlattık. Bu sıralarda kurucularımızdan Ali Erciyas’da Almanya’dan dahil olup projenin temellerini oluştururken bize çok yardımcı olmuştu. Sonrasında Ali ve ben Türkiye’ye dönüp İTÜ Çekirdek bünyesinde KryptEd’ı kuluçkaya soktuk. Sonrasında tabi yaprak dökümleri oldu ama İsmail Hakkı Polat, Mert Susur, Erkan Öz gibi camiada tanınmış isimler de projenin doğuşundan beri her zaman fikir aşamasından POC (kavram kanıtı)’ye kadar hep yüksek derecede dahil olmuş, katkı sağlamış ve inanmış kişilerdir.

KryptEd’a başlama amacımız aslında hepimiz için bir nevi maceraydı. Önce harika bir beyin takımını bir araya getirip, sonrasında herkesin fikirlerinin harmanlanmasıyla ortaya çıkan sosyal bir proje diyebiliriz. KryptEd’ın yüzü ben olabilirim ama arka tarafta şimdiye kadar projenin şekillenmesinde rol almış en az 50–60 kişi mevcut.

Herkesi fikir olarak en çok motive eden şey, bir eğitim altyapısı projesi olması, maaş değil ama yeni nesil bir para birimi ile emeklerinin karşılığının alınması fikri ve gerçekten bir probleme çözüm olabilecek bir proje olmasıydı.

KryptEd benim değil, yada bir kaç kişinin değil; biz şuanda bu projeyi yönetiyor olabiliriz. Ancak seneye belki başka birilerinin KryptEd’ı alıp ileriye götürmesi çok büyük bir ihtimal. Kodlarımız açık kaynaklı, blok zinciri sayesinde tüm coinlerin nerede olduğu belli, kurucuları, gönül verenleri kim belli. Bize insanlar her zaman ulaşıp Telegram kanalından istedikleri soruyu sorabiliyorlar. Bu yüzden adımlarımızı sağlam ve topluluğumuzla birlikte kararlar alarak ilerlemeyi tercih ediyoruz. Küçük bir topluluğumuz var ancak herkesin fikrini önemseyip değerlendiriyoruz.

KryptEd nedir ? Şu zamana kadar neleri başardı ? Roadmap’in neresindesiniz ?

KryptEd eğitim sisteminin alt yapısını yeniden geliştirmeye çalışan açık kaynaklı, gönüllü bazlı çalışan bir organizasyon. Şimdiye kadar 2 adet kavram kanıtı ortaya çıkarttık ve bir adet mainnet’i de bugünlerde piyasaya sunacağız.

İlk kavram kanıtımızın özelliği ve bunu Türkiye’de ilk başaran biziz; Diploma ve transkriptlerin blok zinciri üzerinde saklanmasını ve sadece qr kod ile paylaşılmasını sağlamak.

İkinci kavram kanıtımız biraz daha fazla fonksiyon barındırıyordu; aslında bir bakıma platformumuzun ilk iskeleti diyebiliriz:
— Metamask ile merkeziyetsiz kullanıcı kayıt sistemi entegrasyonu,
— Bir nevi kasa görevi gören ve bu kasayı web üzerinde gösterebilen ‘vault’ adını verdiğimiz sistem.

- KryptEd Advisors adını verdiğimiz, uzmanlar ile uzman arayanları bir araya getiren ve Ked tokenlar sayesinde uzmanlara soru sorulmasını sağlayan akıllı kontratlarla çalışan mesajlaşma sistemi.

- Open Questions adını verdiğimiz, Quora’ya benzer bir kişinin herkese açık soru sorup, doğru cevabı veren kişiye Ked token ile ödül verdiği, yine akıllı kontratlarla çalışan sistem.

- Kullanıcı profilini oluştururken doldurduğu alanlara göre sistemin akıllı kontratlarla Ked token ödülü verdiği sistem.

ve bunlar gibi bir çok özelliğin nasıl çalışabileceğini kanıtladık.

Bu sırada İtü Çekirdek bünyesinde Big Bang yarışmasında 10,000 girişim arasından ilk 50’ye girme başarısını gösterdik ve Yarı Finale çıktık.

Onlarca üniversitede ücretsiz eğitimler verdik.

Dünya’nın ilk blok zincir üzerinde saklanan dergisini yayınladık, bu da tabii ki bir deneydi bizim için.

2. whitepaper’ımızı yazdık, bu whitepaper aslında bir nevi bir hipotezdi, tamamen akademik bir araştırma şeklinde tasarlandı ve paylaşıldı.

Ked token Avustralya’da regüle edilmiş yeni bir borsa olan ve 6 adet farklı fiat parayı kabul eden Nauticus.Exchange’de listelendi.

Daha aklıma gelmeyen bir çok şey var tabi, KryptEd ekibi olarak çok çalıştık. Milli Eğitim Bakanımıza fikirlerimizi sunup, ülkemize nasıl bir katkıda bulunabileceğimizi de anlattık. Tamamen kendi çabalarımızla ve pre-ico sırasında bize inanıp destek vermiş ufak bir kesimin yardımıyla şimdiye kadar gelebildik. Henüz almış olduğumuz ekstra bir destek veya yatırım bulunmuyor. Bazı üniversitelerin ilgisini çekmiştik ancak onlar da bizden bilgileri alıp, benzerini kendileri yapmayı tercih etti. Tabi bu durum bizi ne kadar üzmüş olsa da aynı zamanda öncülük yapmış olduğumuz için aynı zamanda gururlandırıyor da.

KryptED takımı

KryptEd uzun bir ICO sürecinden geçti bu süreçte ne gibi zorlukları yaşadınız ?

KryptEd ile Türkiye’ nin ilk IEO’sunu gerçekleştirmekti hedefimiz. Bizden hızlı davranıp, 1 hafta önümüze geçen Joint Ventures tabi bu ünvanı kaptı. Ama bu bizim için aslında iyi oldu diyebiliriz. Çünkü o bir hafta sırasında onların performansını görüp bizde ona göre bir B planı yapmaya karar verdik. Kötü bir dönemdi tabii ki 2018’de bitcoin’in çakılmaya başladığı sıralarda, herkes para kaybederken bir IEO yapmak başarısızlığı getirmesi kaçınılmazdı. Bizde hızlıca karar alıp sadece bir PRE-ICO yapma kararı aldık. Bu pre-ico aslında bir bakıma özel satış gibi düşünülebilir. Sonuçta sadece Ovis borsasına kayıtlı olanlar alabiliyordu. Aslında KryptEd’a o büyük itiş gücünü veren, o ilk 20 kişilik pre-ico’dan alım yapanlardı diyebilirim. Bize inananları yarı yolda bırakmamak adına şimdiye kadar bu projeyi hep ayakta tutmaya çalıştık. Ve buna devam edeceğiz.

Yakın zamanda KED ilk borsasında listelendi (darısı binance a :) ). KryptEd yatırımcılarını ya da potansiyel yatırımcılarını yakın zamanda neler bekliyor ?

İleride neden olmasın ancak biz listelenmek için ücret ödememeye çalışıyoruz bu sebeple doğal olarak herşey 2–3 kat daha zor oluyor. Fakat eğer token kullanım alanlarımızı doğru uygulayabilirsek elimizde gerçek bir utility token olacak. Ne kadar bütçesiz ilerlesek de, Binance ve diğer büyük borsalar bu çabamızı görüp belki de bizi listelerler.

Yatırımcıları neler bekliyor dersen, sadece geliştirmeye odaklandığımızı söyleyebilirim. Reklam’a bile şimdiye kadar hiç para harcamadık zaten. Dediğim gibi eğer kavram kanıtlarımızı gerçek bir ekonomiye dönüştürebilirsek ve token kullanım alanlarımız belli olup, iş modeli kendi kendine çalışmaya başlarsa, zaten token fiyatıda kendini fiyatlayacaktır diye düşünüyorum. Önemli olan bizim çalışan bir ürünü markete verebilmemiz. Piyasada binlerce erc-20 token var, neredeyse hiç birinin kullanım alanı yok. Bu yüzden bizim kullanım alanı olan bir model ile çıkmamız avantajımızı getiriyor.

Unutmadan söyleyeyim, şuan da Nauticus’da 1 Ked token’ın satış fiyatı 10 satoshi civarılarında.

KED’in marketteki rakipleri hangi projeler ? Sizce KED’in diğer projelere göre avantajları ve dezavantajları nelerdir ?

Rakiplerimiz;

  • Coinbase Earn, bizim ana fikrimize benzer (öğrendikçe kazan) bir ürün sundular piyasaya çok başarılı ilerliyorlar. Yanlız kendi tokenları yerine reklamını yaptıkları coinin airdrop olarak veriyorlar.
  • Yine Earn adında başka bir proje var; uzmanlara ödeme yaparak soru sorabiliyorsunuz, o projede yaklaşık 100milyon dolara satılmıştı geçen sene. Bizden farkları çok büyük bir pazarlama şirketi olmaları diyebilirim. Bizim amacımız insanların bilgiye ulaşması Earn’de daha çok projeler kendi reklamlarını yapıyorlar ve bunun karşılığında Earn para kazanıyor. Bir nevi anket/pazarlama şirketine döndüler.
  • Türkiye’de bizimde iş ortaklığı yapmaya çalıştığımız Eksperin adlı proje var, onlar mesajlaşma yerine, uzmanlarla telefonla konuşma imkanı sağlıyorlar.
  • BitDegree, platform olarak benzer, yüksek miktarda ico’da para toplamış bir proje. Ancak onların da blokzinciri bazlı platformları hala hazır değil. Fikirlerimiz çok benzer, onlar sadece bizden hızlı davranıp, erken ICO yaptı ama ürün geliştirmede çok ileri gittiklerini düşünmüyorum.
  • ODEM.IO adlı bir proje var, İsviçre merkezli, diplomaların blok zincirinde saklanması üzerine kurulu bir konsept, onlarda çok yüksek miktarda ICO’dan fon topladı. Hatta 2018’in en iyi 10 ICO’su arasına girdiler. Ürünlerinin hazırlığı konusunda çok emin değilim ama çalışıyor olmaları gerekiyor.

Yerli ICO’ların bu denli az olmasını neye bağlıyorsunuz ? Markette sadece yatırımcı ve trader olarak bulunuyor olmamız bizim makus talihimiz mi ?

Maalesef Türkiye’de ICO yapmaya insanlar korkuyor. Bunun sebebini hem yasal hemde sosyal baskılar olarak görüyorum. Sonuçta ülkemizde maalesef fazlasıyla dolandırıcılık yapmış, ya da dolandırılmış insan mevcut. Sosyal baskılarda, eğer bir insan, emeği karşılığında para istiyorsa, yada planını sunup para istiyorsa dolandırıcıdır damgasını hemen yiyor. Burada suç kimsede değil aslında. Çünkü gerçekten o kadar çok karşımıza çıktı ki böyle insanlar. Kimse kimseye güvenemiyor artık. Ben bile Türkiye’de kaç kere ustalardan bile kazık yedim. İnsanlar nasıl tanımadığı görmediği sadece internette takip ettiği kişilere yatırım yapsın. Haklılar.

Bunun haricinde bir diğer sosyal baskı da, ‘yapamazsın’ lafı. Genel olarak kültürümüzde sıkça karşılaştığım, ‘abi böyle bir şey yapılabilseydi, çoktan yaparlardı’ gibi vizyonsuz düşünceler maalesef önümüzü çok tıkıyor.

İkinci olarak bahsettiğim yasal baskı; insanlar ürünü çıkartmadan önce yasal taraflarını düşünüyorlar, ki çok haklılar, sonuçta başları belaya girebilir. Ancak ICO’larda IEO’larda borsalarda ve bunun gibi blok zinciri ile gelmiş yeni sistemlerde yasal engeller yok. Bunu hala kavrayamamış durumdayız. Hala korkuyoruz. Eğer bir işi dürüst bir şekilde yaparsan, kimsenin parasını çalmaz, ürününü paşalar gibi çıkartırsan zaten neden yasadan korkuyorsun ki? Eğer bir düzenleme gelecekse zaten bu şekilde işler yapanlar sayesinde gelecek. Eğer hiç kimse ICO yapmazsa zaten devletin yasal düzenleme getirme ihtiyacı olmaz. Ve ortam yine dolandırıcılara kalır.

Sadece trade ile hayat geçmez. Full-time trade yapılır, ona bir şey demiyorum ama bir gün terste kalırsın, ek gelirin yoktur, ondan sonra ne kadar üzülsen de telafisi olmaz.

Senin de dediğin gibi, bu işin beyaz yaka tarafını da öğrenmemiz gerekli. Proje gelişmese bile en azından sektörde çalışabilmek için insanların kendini geliştirmesi lazım.

Kolay yoldan para kazanmak, düşünüldüğü kadar kolay değil…

Sizin açtığınız yolları takip edecek yeni startuplara ne gibi tavsiyeler verirsiniz ?

Estağfurullah hocam, biz bir adım attık aynı dönemlerde zaten bu piyasaya girdik. Sen Muhabbit ile ben de KryptEd ile yol almayı tercih ettim. İkimizde bir şeyler yapma hevesiyle çalışmalarımızı sürdürdük. Eğitimler verdik, insanları bilinçlendirdik.

Gittiğim üniversitelerde, yaptığım konuşmalarda sıkça söylediğim bir şey var:

Korkmayın, sadece başlayın.

Bir Japon atasözünü çok severim, hatta dizimde dövmeside var:

- ‘Yedi kere düş, sekiz kere kalk’.

Bu benim benimsediğim felsefelerden bir tanesi. Ne kadar hata yaparsan yap, ne kadar düşersen düş, her zaman bu hatalarından öğrenip tekrar ayağa kalmayı ve yola devam etmeyi bilmelisin.

Hiç birimiz kusursuz değiliz, ürünlerimizde kusursuz olmak zorunda değil. Yol üzerinde öğreneceğimiz şeyler sayesinde doğru ürün ve felsefe ortaya çıkacaktır.

Alastair Campbell’in Winners adlı kitabından öğrendiğim bir yöntem olan OST’yi herkese öneriyorum. Benimde sürekli kendi profesyonel hayatımda kullandığım bir denklem:

Objective — Hedef

Strategy — Strateji

Tactics — Taktikler

Yazar, dünyadaki en başarılı insanların genel olarak ortak yönünün OST kullandıklarını söylüyor. Mutlaka alınıp, okunması gereken bir kitap diyebilirim.

Ayrıca her zaman karşılık beklemeden başkalarına yardım etme taraftarıyım. Kim bilir belki ileride yaptığınız yardım size farklı bir şekilde geri gelir.

Dürüst, hızlı kararlar alabilen, her zaman öğrenmeye açık, cesaretli, hata yapmaktan korkmayan ama hata yaptığında farkına varıp bunlardan ders çıkartabilecek, yardım sever start-uplar lazım. Umarım hepimiz bu şekilde bir birimize destek olarak geleceğe dönük güzel bir ekosistemin parçası olabiliriz diye umuyorum.

--

--

Muhabbit
Muhabbit

Written by Muhabbit

Kriptoya dair her şey, tek yerde. #Bitcoin, #Blockchain, #altcoin haber, bilgi ve analiz. https://linktr.ee/muhabbitcom

Responses (1)